BURSA BAROSU DEPREM VE AFET HUKUKU MERKEZİ KURDU
ÖZTOSUN: HATA VE İHMALLERDEN SONRA YÖNETİCİLER DEMOKRATİK, LAİK BİR HUKUK DEVLETİNDE HELALLİK İSTEMEZ!
Bursa Barosu’nun kurduğu Deprem ve Afet Hukuku Merkezi’nin tanıtımını yapan Bursa Barosu Başkanı Av. Metin Öztosun, ülkemizde doğal afetler sonrası ortaya çıkan tablolar nedeniyle “yeter artık” dediklerini belirterek “Hata ve ihmallerden sonra yöneticiler demokratik, laik bir hukuk devletinde helallik istemez!” diye konuştu.
Yönetim kurulu üyeleriyle birlikte basın toplantısı düzenleyen Bursa Barosu Başkanı Av. Metin Öztosun, Avukatlık Kanunu’nun barolara yüklediği “Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmak” görevi gereği “Demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti” ilkelerine aykırı eylem ve işlemler hakkında baronun adli girişimlerde bulunma hak ve yetkisi olduğunu hatırlattı. 6 Şubat’tan bu yana Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşanan depremler sonucu yıkılan ve hasar gören binaları inşa eden müteahhitler ile mevzuata aykırı olarak bu yapılara imar ve iskân ruhsatı veren yetkililer, sorumlulukları bulunan diğer teknik görevliler, yapı denetim görevlileri ve ilgili diğer kişiler, denetim görevini yerine getirmeyen ilgili belediye, bakanlık yetkilileri ile arama ve kurtarma çalışmalarının eksik yürütülmesi neticesinde can kayıplarına neden olan kişilerle ilgili deprem yıkımının yaşandığı tüm illerin başsavcılıklarına 11 Şubat 2023 tarihinde şikayet dilekçesi ile başvurulduğunu söyleyen Öztosun, şöyle konuştu:
SORUMLULAR HAKKINDA SUÇ DUYURUSU
“Gerekli soruşturmanın ivedilikle yapılarak, şüphelilerin ve sorumluluklarının belirlenmesi, zararın tespiti için yapılacak bilirkişi incelemesine esas olmak üzere yıkılan bina enkazlarından ve hasarlı yapılardan gerekli numunelerin alınarak tespiti ve muhafazasına;
Şüphelilerin alabileceği muhtemel cezaların yüksekliği, suçun vasıf ve mahiyeti, delillerin henüz toplanmamış olması ve karartılma ihtimali nedeniyle CMK 100. madde uyarınca ivedilikle tutuklama tedbirinin uygulanmasına, yine şüpheliler hakkında her türlü koruma tedbirinin uygulanmasına;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda yer alan ‘kasten öldürme’ başlıklı 81. madde ve ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi” başlıklı 83. maddesinde düzenlenen suçlar ile soruşturma kapsamında toplanan delillere göre re’sen tespit edilecek suçlar kapsamındaki eylemleri nedeniyle CMK 160 ve diğer maddeler gereği gerekli soruşturmanın ivedilikle yapılması, şüpheliler hakkında kamu davası açılması talep edilmiştir.”
ARTIK O ESKİ İNSANLAR DEĞİLİZ
Öztosun, depremden hemen sonra Bursa Barosu olarak Türkiye Barolar Birliği organizasyonuyla deprem bölgesine gittiklerini, gönüllü avukatlarla bölgede yaptıkları çalışmaları anlattı. Depremden etkilenen illerin baro başkanlarıyla birlikte yıkılmış kentlerdeki izlenimlerini de anlatan Öztosun şunları söyledi:
“Adıyaman’da ve Hatay’da ilk birkaç gün hiçbir yardım gitmediği için enkaz altında ‘imdat’, ‘kurtarın beni’ diyerek ölen vatandaşların sesleri kulaklarımızdan gitmiyor diyenlerin hüznü, öfkesi, acısı ile karşılaştık. Yüreğimizi bir mengene gibi sıkan bu olayların etkisini yüreğimizde, zihnimizde hala taşımaya devam ediyoruz. Bölgeden döndüğümüzde artık o eski insanlar değiliz. Uzun süre de olabileceğimizi zannetmiyoruz.
Sonra Cumhurbaşkanı’nın helallik istemesini duyduk. Şu soruyu sorduk sosyal medyada; Bu şekilde yardım beklerken ölenlerden bu helalliği nasıl alacaksınız? Dirilip gelse o binlerce insan ne derlerdi ki acaba sizlere hiç düşündünüz mü? Uykularınız bizim kadar bile mi kaçmıyor? Hiç mi vicdan azabı çekmiyorsunuz? Hiç mi sorumluluk hissedip istifa edecek bir bakanınız yok?
Oysa hepimiz biliyoruz ki demokratik, laik bir hukuk devletinde helallik filan istemez yapılan hatalardan ihmallerden sonra yöneticiler; hukuk önünde suçların, demokratik sandıkta da politik yerindelik hesabı verir. Ya da azıcık vicdanı olan yöneticiler istifa eder. Tıpkı daha iki gün önce Yunanistan’daki tren kazasından sonra istifa eden Yunanistan Ulaştırma Bakanı gibi. Ama sanırım helallik isteyerek kurtulma kurumu onlarda yok.
EN KÜÇÜK YAŞAM KIRINTISINDAN VAZGEÇMEYİZ
Çünkü çiğnenmiş durumda bilimin en seçkini, Korkudan dili bağlanmış sanatın, Çünkü yoksullar mutluluktan habersiz ve uyutulmakla meşgul kendine gayrimenkul dualarla, Çünkü ayaklar altında halen insan onuru, Ve çılgınlar sahip çıkmış düzene, Çünkü erdem iki göz bir oda etmiyor hala, Ezilmekte ve hor görülmekte el emeği, göz nuru, Ve çemkirilmekte sesini çıkaran halka.
O yüzden Bursa Barosu olarak yeter artık diyoruz. Yaşamın en küçük kırıntısından bile vazgeçmemek, tüm bu acıyı doğuranlarla mücadele etmek, yeni acılar doğmasın ve ülkemizi gerçekten yaşanır hale getirmek için yaptığımız tüm hukuksal mücadelelere ‘Bursa Barosu Deprem ve Afet Hukuku Merkezi’ ile başka bir mücadele boyutu katmak istiyoruz.
Tüm bu sebeplerle 23 Şubat 2023 tarihinde Bursa Barosu yönetimi olarak doğal afetlerin öncesi ve sonrası için gerekli önleyici ve koruyucu tedbirlerin alınması, tüm gerçek ve tüzel kişilerin tüm faaliyetlerinde doğal afetlere ilişkin hukuki sorumluluklarını yerine getirmesi, yasal mevzuatın doğal afetlerin öncesinde ve sonrasında yaşanacak hak ihlallerinin önleneceği şekilde oluşturulması ve de doğal afetler sonucunda başta yaşam hakkı olmak üzere, kişinin manevi ve maddi varlığını koruma, sağlık, mülkiyet, güvenlik, eğitim hakkı gibi tüm anayasal haklarınım herhangi bir şekilde ihlaline ilişkin savunuculuk faaliyetlerini yürütmeyi ve herhangi bir doğal afetin gerçekleşmesi halinde arama kurtarma çalışmalarına ve sosyal dayanışmaya destek olmak” amacıyla Deprem ve Afet Hukuku Merkezi’ni kurmaya karar verdik.
Merkezin Yürütme Kurulu, Bursa Barosu Yönetim Kurulu üyelerinden oluşmaktadır. Yürütme kurulunun gerekli görmesi halinde merkez üyelerinin katılımıyla alt çalışma grupları oluşturularak merkez çalışmaları yürütülebilecektir.”