VATANI KORUMAK ÇOCUKLARI KORUMAKLA BAŞLAR’
Mustafakemalpaşa CHP Gençlik Kolları tarafından, Diyarbakır’da 21 Ağustos’ta kaybolduktan sonra 19. günde cansız bedenine ulaşılan 8 yaşındaki Narin Güran cinayeti ile ilgili basın açıklaması yapıldı.
Cumhurluk Alanı’ndaki basın açıklamasına CHP’nin yanı sıra Saadet Partisi, Gelecek Partisi, Genç Parti ve Bağımsız Türkiye Partisi de destek verdi.
‘YİTİRDİĞİMİZ CANLAR İÇİN DURMADAN HAYKIRACAĞIZ’
‘Bize kimse insanlık dersi vermeye kalkmasın’ derken neydi kastınızdaki o insanlık?’ sözlerine yer verilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı; “Vicdanınız merhametiniz kalmadığını bize yaşattığınız şu 20 yılda biz gördük. Koltuklarınızla övünmeyi bırakıp en azından insanız diye gezebilmeniz için ‘vatanı korumak çocukları korumakla başlar’ cümlesini bir güzel anlamanız gerek artık. Çocuk istismarı ve ihmali, çocuğa yöneltilen, toplumsal kurallara ve profesyonel kişilere göre yapılması uygunsuz olan ve çocuğa zarar veren, ya da çocuğun gelişimini engelleyen her türlü davranışı kapsar. Halen hem ülkemizde hem de dünyada artarak devam eden ciddi bir sorundur. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre her dört yetişkinden biri çocukluğunda fiziksel istismara uğradığını belirtmektedir. Ayrıca, her beş kadından 1’i ve her 13 erkekten 1’i çocukluğunda cinsel istismara uğramaktadır. Her yıl 15 yaş altı yaklaşık 41.000 çocuk istismar nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Gün geçmiyor ki bir ‘çocuğa cinsel istismar’ vakası yaşanmasın.
Her gün bir yüz kızartıcı vaka ortaya çıkıyor. Ortaya çıkan tablo mevcut siyasi iklimden bağımsız değil. Veriler son on yılda cinsel istismar vakalarında büyük artış yaşandığını gösteriyor. Toplumsal yaşamı dinsel referanslarla dizayn eden siyasi iktidarın, cinsel ilişkide rıza yaşını düşürmesi, çocuk gelinlere göz yumması ve benzeri politikaları karşımıza adliyelerdeki her 4 istismar davasından 1’inin çocuklara yönelik olduğu sonucunu çıkarıyor. Bugün burada sesini çıkaramamış çocuklarımızın hakkını bir bir soracağız; öncelikle çok geriye gitmeden acısı taze olan Narin’in suçluları nerede ve neden dosyaya gizlilik kararı geliyor? Yüreğimizi paramparça eden, dilimizi bağlayan Sıla bebeğin evet, 2 yaşında bir bebeğin vücudunda rastlanan 42 ısırık izinin, morluklarının, çektiği acıların ve kaybettiği yaşamın hesabını kim verecek? Ensar Vakfı davasında çıkıp dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı; ‘buna bir kere rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz. Biz Ensar Vakfı’nı da tanıyoruz, hizmetlerini de takdir ediyoruz’ diyerek çok güzel hesap vermişti sahi, unutmadık.
Yasaların yerine dini dilinize tesbih etmeniz Fıkıh-Der Başkanı’nın dernek içindeki çocuk istismarı davasından sonra çıkıp da; ‘yanlış yapılmış olabilir, kin besleme. Müslümanın Müslüman’da hakkı vardır, görmemezlikten gel, duymazlıktan gel. Zaten bir insanı her şeyi görüp duyarsa mutlu olmaz. Görmeyeceksin, duymayacaksın, bilmeyeceksin’ demesine inat vallahi da billahi da biz göreceğiz de duyacağız da susmayacağız da. Başta yaşayacağı güzel günleri ellerinden aldığınız meleklerimizin daha sonrasında ise parklarda oynamaktan sokağa çıkmaktan bile korkar hale gelen çocuklarımızın hepsinin hesabını soracağız ve bir toplumu çökerten bu zihniyetin karşısında bugün ve her gün suçsuz yere yitirdiğimiz canlar için durmadan haykırmaya devam edeceğiz.”