BOSİAD Z Meclisi dijital dönüşümü konuştu
BOSİAD Z Meclisi, düzenlendiği ‘Dijital Dönüşüm ve Z Kuşağının Rolü’ başlıklı panelle dijital hayatın içinde doğup yetişen bir nesil olarak çalışma hayatlarında bu dönüşüme ayak uyduran işletmeleri tercih edecekleri mesajını verdi. MESS’in dünya standartlarındaki dijital fabrikası Teknoloji Merkezi’ne (MEXT) de sanal bir gezi düzenleyen Z Meclisi, firmaların dijital olgunluk seviyelerini sorgulamalarını ve bu olgunluğa nasıl ulaşacakları konusunda farkındalık sağladı.
Bursa Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin (BOSİAD) Z kuşağının iş dünyasından beklentilerini belirlemek ve sanayici ile Z kuşağı arasında köprü görevi üstlenmesi amacıyla hayata geçirdiği Z Meclisi, dijitalleşmeyi masaya yatırdı. Z kuşağının mezun olduktan sonra iş seçimi yaparken dijitalleşme ile ilgili kafalarındaki sorulara yanıt bulmak ve firmalara ‘ne kadar dijital’ olduklarını sorgulatmak amacıyla ‘Dijital Dönüşüm ve Z Kuşağının Rolü’ konulu bir etkinlik düzenlendi.
ÇAĞAN: Z KUŞAĞI DİJİTAL ŞİRKETLERİ TERCİH EDİYOR
Z Meclisi Danışmanı, Profesyonel Koç, Eğitmen ve Yazar İpek Gezer’in moderatörlüğünde gerçekleşen etkinliğin açılış konuşmasını yapan BOSİAD Başkanı Rasim Çağan, iş hayatında X, Y ve Z kuşağının ilk defa bir arada çalışmaya başladığını belirterek, “Bundan sonra da ekibimize katacağımız yeni çalışanlar Z Kuşağı’ndan olacak. Bu sebeple Z Kuşağı’nın beklentilerini iyi analiz etmek zorundayız. Yeni gençliği daha iyi anlamak için BOSİAD Z Meclisi’ni oluşturduk ve bu çalışmadan elde ettiklerimizi sizlerle muhtelif sunumlarla paylaşacağız. Z Kuşağı’nın en büyük özelliklerinden bir tanesi de dijital olmaları. Z Kuşağı dijital şirketleri tercih ediyor. Şirketler başarılı olmak için genç yetenekleri kendilerine çekmek zorundalar. Bir başka ifadeyle yetenekli gençlerin tercih ettikleri firmalar olmak zorundayız. Z’nin tercih ettiği bir firma olmak için yapacaklarımızdan bir tanesi de dijital bir firma olmaktır” dedi.
ÖZGÜR ŞAHİN: HÂLÂ EMEKLİYORUZ
Etkinliğin ilk konuşmacısı Şahince Otomotiv Genel Müdürü Özgür Şahin, şirketinin dijitalleşme sürecindeki deneyimlerini paylaştı. Dijital dönüşümü odağına almış bir şirket olduklarını dile getiren Şahin, şunları söyledi:
“Şahince eski adıyla Şahinkul, iki aile tarafından kurulmuş bir işletmeydi ve şirketin bağımsız iki şirket olarak yollarına devam etmesi kararı alınmıştı. Bu karar sonrası yapılan yatırımlar sonrası önemli oranda finansal borç oluşmuştu. Bu yükün altından hızlıca kalkabilmek adına dahili kayıpların hızlıca tespit edilmesi ve ortadan kaldırılması gerekmekteydi. Sahadan veri toplama sistemleri kurulumu ile yola başladık. Sonuç olarak veriye dayalı bir yönetim şeklini kullanarak içinde bulunduğumuz durumu aşmayı başarabildik. Burada da dijital dönüşüm araçlarını kullanmanın çok büyük katkıları olduğunu düşünüyorum. Bu süreç çok kolay geçmedi. Hâlâ emekliyoruz. Karşılaştığımız birçok problem oldu. En büyük problem de teknolojinin uygulanması değil zihinsel dönüşümün gerçekleşmesi. Şirketimizde X ve Y kuşağından çalışanlar var. Arkadaşlar bu dönüşüme çok kolay adapte olamadılar. Özellikle konfor alanından çıkmak herkese zor geldi. Piyasada da bu konuda yetkin arkadaş bulmak zor. O yüzden gelecekte buralarda çalışmak için sizler gibi genç arkadaşlara çokça ihtiyacımız olacak.”
Z KUŞAĞI DÖNÜŞÜME HAZIR VE İSTEKLİ
Şahin’in ardından Z Meclisi üyesi 4 genç beklentilerini anlattı. BOSİAD Z Meclisi Başkanı, Bursa Uludağ Üniversitesi Endüstri Mühendisliği son sınıf öğrencisi Görkem Koç da Z kuşağının dijital dönüşüme hazır ve çok istekli olduğunu belirterek, “Örneğin ben sosyal medyada kendi profilim için kullandığım bir programı bir otomotiv firmasının yeni bir araç modelinde de kullanabilirim. Z Kuşağı bunun gibi hayatında kullandığı metotları iş dünyasına da yansıtabilecek seviyede. Peki biz gelecekte neler yapabiliriz? Veri madenciliği, yapay zekâ dedik, metaverse gündemde. Bunlar bizim yerimizi mi alacak? Yoksa yaptığımız angarya işlerden sıyrılacak mıyız? Ben Z Kuşağı’nın bu noktada şöyle bir imtiyazı olduğunu düşünüyorum; Bu sistemleri yönetebilecek güçteyiz. Bu sistemleri geliştirdikçe bizim angarya gibi gördüğümüz işlerimiz azalacak. Yani inovatif işler için daha verimli, daha optimist işler için zaman fırsatı doğacak önümüze. Güçlü sanayi gençlerle gelecek” diye konuştu.
ÖZGÜR BIRAKILMAYI SEVİYORUZ
BOSİAD Z Meclisi Üyesi, Bilim ve İnovasyon Kulübü Başkanı BUÜ Otomotiv Mühendisliği Öğrencisi Ekin Özkazancı ise, teknolojinin içine doğmanın Z kuşağının en büyük avantajı olduğunu vurgulayarak, “Çalışma stilimiz diğer kuşaklardan çok farklı. Çünkü biz biraz daha özgür bırakılmayı seviyoruz. Deneyerek, yanılarak öğreniyoruz. Bu bizim kuşağın güzel bir özelliği. 8 saatte yapılabilecek bir işi 5-6 saatte yapabileceğimize inanıyorum. Pratiğiz ve buna isteğimiz de var” dedi.
BOSİAD Z Meclisi Sosyal Etkinlik ve Organizasyon Kulübü Başkanı, Bursa Teknik Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik son sınıf öğrencisi İnci Cesur da, “Z Kuşağı olarak takdir edilmek, fikirlerimizin önemsenmesini istiyoruz. Biz buradayız. 20’li yaşlardayız ama sizinle aynı yerlerde karşılıklı oturabiliyoruz. Biz de birer bireyiz. Manevi doyuma biraz daha ulaşmak istiyoruz” diye konuştu.
BOSİAD Z Meclisi Kariyer Kulübü Başkanı Bursa OSB Müşteri İlişkileri Bölümü Çalışanı Berkay Akgün ise, şunları kaydetti: “Z Meclisi BOSİAD’ın Bursa sanayisine ve Türkiye’ye sunduğu en güzel projelerden biri. Çünkü burada biz sanayiyi daha iyi anlıyoruz, onlar bizi daha iyi anlıyor. Bizim isteklerimizi görmek istiyorlar. Biz de Z Meclisi olarak bunun üzerine çalışmalar yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Amacımız kuşaklararası BOSİAD Z Meclisi vizyonu doğrultusunda uyum içinde çalışırken bir Türkiye ekonomisi yaratabilmek.”
ONLARA AYAK UYDURMAZSANIZ GERİDE KALIRSINIZ
İlk oturumun ardından, EDT Center ve i40Markt kurucusu Elektronik Mühendisi Muharrem Gezer, Dijital Dönüşüm ve Z Kuşağının Rolü konulu bir konuşma yaptı. Dijital dönüşüm yolculuğunda Z kuşağının hangi şartlarla ya da hangi özelliklerle çalışma alanına yerleştirileceğinin çok kritik olduğuna vurgu yapan Gezer, “Burada özellikle organizasyon, şirket içi süreçler ve teknoloji kullanımının hep birlikte değerlendirilip böyle bir çalışmaya başlanmasında fayda var. Olgunluk seviyesi ölçümü ve o şirkete özel bir yol haritasının çıkartılması, bu projelerin profesyonel olarak yönetilmesi başarı yönünde en önemli adımlar olacaktır. Bu sağlanamazsa firmalar bu dijital uyumu sağlayamaz. Geleceğin ekonomisi tamamen dijital üzerine kurulu. Eğer siz ekonomi içerisinde mevcudu korumaya devam ederseniz ve onların çalışmalarına ayak uyduramazsınız maalesef çok geride kalırsınız. Z kuşağının genel özelliklerine baktığımızda bunlar çok daha fazla dijital, çok daha fazla mobil, çok daha fazla inovasyon yetenekleri gelişmiş insanlar. Dolayısıyla bunları içeriye adapte etmek o şirketin geleceğe dönük yeni iş modelleri oluşturulması, inovasyon kabiliyetlerinin geliştirilmesi anlamında çok kritik” dedi.
Son olarak MESS tarafından kurulmuş dünya standartlarındaki dijital fabrika MESS Teknoloji Merkezi’ne (MEXT) online bağlanarak “Bir Dijital Dönüşüm Hikayesi” başlıklı bir bulut sunum yapan MEXT Teknoloji Dönüşüm Yöneticisi Milas Levent de şunları söyledi:
“MESS’in dijital dönüşüm çalışmaları Başkanımız Özgür Burak Akkol’un sanayiye uygulanacak pratiğe sahip bir teknoloji merkezi kurulması isteği ve talebi ile başladı. MEXT burada 4 ana hizmet vererek etkide bulunuyor. Bu 4 ana hizmeti bir arada veren tek teknoloji merkezi olarak dünyanın en büyük ve en kapsamlı dijital dönüşüm merkezi olarak adlandırılıyoruz. En önemli hizmetlerden biri dijital olgunluk değerlendirmesi hizmeti yani bir dijital dönüşüm yapmak isteyen bir fabrikanın fotoğrafını çekiyoruz aslında. ‘Hangi noktalarda eksiğim, ne noktalarda dünyada benim örneklerime göre biraz daha gerideyim. Buralar da nasıl örnekler yaratmam gerekiyor?’ sorularına cevap arıyoruz. Dijital fabrika içerisinde 160’nın üzerinde uygulama var. Dünya üzerindeki en yakın örneğinin neredeyse 5 katı. Oradaki örneklerle de uygulamaları pekiştirip aynı zamanda da iş gücünün bu uygulamaları gerçekleştirebilmesi için gereken yetenek seti dönüşümü ve gelişimine yönelik eğitimler vererek bu dönüşüm için beraber çalışacağı partner ağını da ekosistemi de sağlıyoruz. Firmalarımız dijital dönüşüm elementlerini nasıl kullanabileceklerini bilmeli. Endüstri devrimini dijital olarak dönüştürüyoruz. Neyi dönüştürdüğünü bilmezsen onu dönüştüremezsin. Dönüştüreceğin şeyin temelini bilmen gerekiyor. Biz genelde şöyle görüyoruz; ‘Dijital dönüşüm diye bir şey var, olacak, biz de ona gireceğiz’. Hayır. Dönüşüm bir süreçtir. Ve bu dönüşüm sürecinin aslında biz içindeyiz ve bugün bunların birçoğunu kullanıyoruz. Bunların hepsini kullanırken biz bu evrende büyük veriyi, yapay zekayı, metaverse’i ne için kullandığımız da önemli. ‘Arz-talebi yaratır’ diye bir şey yok artık. Talebe göre arzetmem lazım. Ben 4 çizgili ayakkabı istiyorsam o çok ünlü firma, 3 çizgili ayakkabının yanına 4 çizgili ayakkabı da üretecek. Bunu öyle bir üretim sistemiyle yapmam gerekiyor ki işte dijital dönüşüm burada devreye giriyor. Ben nasıl sipariş alırsam alayım, sistem ona o esneklikle uymak zorunda. Yani ben bir ürün planlama mühendisi olarak ya da endüstri mühendisi olarak sürekli gidip hatta ‘şimdi tamam bunu üretiyoruz’, ‘döndüm geldim bunu üretiyoruz’ bunu yapamam. İnsan bunu yaptığı zaman çok ciddi problemler çıkabiliyor. Ben öyle bir sistem kurmalıyım ki Endüstri 4.0, sanayide dijital dönüşüm bu demek. Benim sistemim üretilecek bir sürü farklı organizasyona, bir sürü farklı ürüne kendi kendine entegre olabilsin. Bu konuda da otomotiv sektörü bayağı ilerde.”